22 Mayıs 2016 Pazar

22 MAYIS 2016 YAY BURCUNDA DOLUNAY





22 Mayıs 2016 saat 00:16 civarı 1° Yay burcunda bir dolunay gerçekleşecek. Dolunay 10.evde, Mars kavuşumlu, Venüs’e karşıt, Neptün’e kare. Dolunay yöneticisi Jüpiter, yücelim yöneticisi Neptün’le karşıt. Yükselen Kova’nın bir diğer yücelim yöneticisi Merkür, geri harekette 14° Boğa burcunda, Jüpiter Pluto ve Neptün’le uçurtma oluşturmuş.
Başarı, toplum onayı, saygınlık, itibar, hayranlık kimin için önemli değildir ki. Herkes başarılı olmak ister. En önemlisi de başarısının takdir edilmesini ister. İsteklerimiz gerçekleşirse daha mutlu olacağımız, hayatımızın durağan gidişatından daha memnun olacağımız yanılgısına düşeriz. Ancak isteklerin ardı arkası kesilmediği gibi sonu da gelmez. İnanmayan cep telefonu satın alma sıklığına baksın :) Modaya uyum sağlayarak güncel piyasası olan bir telefon alınır, hemen akabinde bir üst versiyonu çıkınca göz ona dikilir. Elindeki telefonu elden çıkarır, üstüne bir de tekrar borçlanarak, yeni bir telefonla kendi kendini mutlu etmeye çalışır insanoğlu. Telefonu, amacı dahilinde kullanmaksa niyetimiz elimizdeki telefon işimizi fazlasıyla görecektir. O zaman neden kullanım süresi bile dolmadan, işimizi rahat rahat görürken, yeniliyoruz bir şeyleri?
Sahip olduklarımızla, yaptıklarımızla, güvencelerimizle, başarılarımızla, değerli olmaya çalışıyor ve toplumdan itibar satın almaya çalışıyor olabilir miyiz? Bir çoğumuzun başarı arzusunun altında bu yatıyor. Daha çok başarayım, daha çok onay alayım demek bu durumda. Çünkü bir oyuncu ne kadar iyi oyun ortaya koyarsa, o kadar alkış alır. Alır almasına da ne zamana kadar? Yeşilçam’ın eski oyuncularından bazılarının hallerini hatırlar mısınız. Şaşalı hayat yaşayıp, ayakta alkışlanan oyuncuların hazin sonları ya da düştükleri sefalete, medya aracılığıyla şahit olmuşsunuzdur. Düştükleri sefaletten çok, önemsenmemeleri, değer görmemelerinin kendilerinde yarattığı acıyı dile getirirler.
Kazanılan başarılar, gerçek bir öz saygı için oldukça zayıf bir destektir aslında. Ve başarılara dayanarak öz saygı oluşturmaya çalışan benlik önünde sonunda hayatının bir aşamasında mutlaka pimi çekecektir. Evren bağımlılık sevmez dostlarım. Başarıya dayanarak bağımlılık oluşturmuş bireye, başarının hayatın temel taşı olmadığını fakat hayatın içindeki küçük şeylerden biri olduğunu gösterecektir Evren. Hiç kuşkusuz ki bunu da başarıyı baltalayarak yapacaktır.Başarı,itibar, toplum onayı vs.den bağımsız olarak kendi saygınlığımızı oluşturduğumuzda, kendi değerimizi bildiğimizde, gerçek tatminin içsel uyum getirdiğini anladığımızda iç dünyamız daha yaşanılası olacak.Zira her şeyi olduğu gibi, kendi gerçekliği içerisinde değil, baktığımız düzlemde, kendi olduğumuz gibi görmeye eğilimliyiz. Bu durumdan ancak sadeleşerek kurtulabliriz. Sadeleşmek ve arınmak, akıp giden hayatı, sorunlarımızı kendi gerçekliği içerisinde görmemizi sağlayacaktır. İsteklerimize, başarıya, onaya bağımlı yaşarsak egomuza hizmet etmiş olacağımızdan egomuzu beslemeye devam edip asla arınamayacağız.
Dolunay 10. evde duygusal bağ kurarak oluşturduğumuz hedeflerimize projektörü tutuyor. Bu dolunayda ki yumuşak karnımız:
  • Başkalarının hakkımızda ya da içinde bulunduğumuz durum hakkında ne düşündüğüne odaklı yaşamak
  • İtibar ve başarı odaklı hareket etmek
  • Hayranlık toplamaya duyulan ihtiyaç ya da onay alma takıntısı
Başkalarının düşüncelerine odaklı yaşamanın kökeninde ön yargı mekanizması vardır. Önyargının kelime anlamı bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bir bilgi edinmeden, önceden, peşin bir karara varmış olma durumu olsa da aslında bir taraf tutma biçimidir. Önyargıyla hareket eden bir insan taraf tutarak hareket ettiği için eleştiricidir. Taraf tutarak hareket etmeyi bıraktığımızda önyargı ortadan kalkacaktır.
Özellikle el-alem ne der, ne düşünür endişesi taşıyan danışanlarıma, önyargıyı bırak derim ben :) Anlamadan dinlemeden peşin hüküm vermeyi bıraktığımızda, yani başkalarını yargılamayı bıraktığımızda, başkalarının yargısı umrumuzda olmayacaktır. Bakın dikkat edin başkaları bizi yargılamayı bırakır demiyorum: hakkımızda oluşabilecek olan yargılardan etkilenme durumumuz ortadan kalkar diyorum.
Ay gerileyen Mars ile 10 evde kavuşum halinde Acrab, Dschubba, Alcyone sabit yıldızlarıyla görünüm yapıyor.
Abartılı duygularımızı fark etme sürecindeyiz. Ancak Mars’ın verdiği etki ile duygularımız yüzünden, tutkuyla hareket edebilir, çabucak sonuca ulaşmaya meyilli olabiliriz. Bu frenlemesi zor bir enerjidir. Tıpkı yanan bir kibritin, benzini birden ateşlemesi gibi bir etki yaratır. Galeyan etkisi derim buna her zaman :) Sabırsızlıkla yönetilen her hangi bir hareketimiz, muhtemel olarak düşünmeden alınacağından, istenmeyen sonuçlara maruz bırakabilir bizi. Tepki göstermeden, herhangi bir atılım yapmadan evvel, oturup 24 saat üzerinde düşünmeyi becerebilirsek, sonradan başımızın ağrımasının da önünü almış oluruz. Bu özellikle hedeflerinizle ilgili bir şey olabilir. Başarılı olduğunuz sanrısıyla kucağınıza düşebilir bir şeyler.
O adam geri dönecek!!! O kedi buraya gelecek! şeklindeki olmazsa olmazlarınızla bağlantılı olabilir. Evet eski sevgiliniz gelebilir. Ancak onun gelmesinin size yararı olacağı anlamına gelmez. Sıkılmıştır, üzerinizdeki etkisini tekrar görmek istemiştir bunu bilemeyiz :) Dereyi görmeden paçaları sıvamayın derim :) Ne yapıyoruz, sakin oluyoruz, sükunet içinde oluyoruz. Ani gelişmeleri de kazanılmış zafer gibi değerlendirmeden geniş perspektiften bakmaya çalışıyoruz :) Bunu özellikle bayan dostlarım için söylüyorum. Yanlış partner seçimi, daha sonradan sorun yaratabilecek ya da etkisi olumsuz sonuçlanabilecek ilişkiler ortaya çıkabilir bu dönemde.
Unutmayalım ki;
İsteklerimiz egodan gelir.
Neyin ”farkındaysanız” onu kontrol edebilirsiniz,
neyin ”farkında değilseniz” o sizi kontrol eder.
Anthony de Mello
Bol sadeleşmeli dolunay olsun. Sevgilerimle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder